18 Kasım 2012 Pazar

Kısırlık Çözümsüz Değildir...4 (Yazı dizisi)


Günümüzde kısırlık geçmişe göre daha sık görülüyor. Bu da 'insanoğlunun üreme potansiyeli azalıyor mu' sorusunu akla getirmekte. Cevap kesin olmamakla birlikte muhtemelen bu düşüncenin doğruluk payı var.
Kadının geçmişe göre daha geç yaşlarda evlenmesi, cinsel yolla bulaşan hastalık oranlarının yükselmesi ve nedeni bilinmemekle birlikte erkekte sperm sayısının global olarak azalması bu durumun nedenleri olabilir.
Sperm sayılarındaki azalma ilginç bir gözlem olarak ortaya çıkıyor. Gerçekten de son 15-20 yılda tüm dünyada yaygın olarak sperm sayılarında bir azalma eğilimi dikkati çekmektedir. Bu durumun çevresel kirlenmeden mi yoksa modern yaşamın getirdiği stresten mi kaynaklandığı belli değildir.
Sevindirici olan ise üreme potansiyeli üzerindeki bunca olumsuzluğa karşın, yardımcı üreme tekniklerindeki gelişmeler ve buna bağlı olarak artan başarı oranlarıdır. Yine modern insanın kısırlığı tabu olmaktan çıkarması ve tedavi alternatiflerini bilinçli bir şekilde değerlendirmesi de kayda değer bir ilerlemedir.
Kısırlık nedeni araştırıdığında, menisinde hiç sperm olmadığı gözlenen bir erkekte bile TESA adı verilen 'cerrahi yolla sperm arama' yöntemi ile sperm bulunma şansı var. Daha sonra da mikroenjeksiyon adı verilen ve erkek kısırlığında devrim sayılan bir tüp bebek yöntemi ile erkekten elde edilen tek bir sperm hücresi, kadından elde edilen yumurtanın içerisine saç kılından daha ince bir iğne yardımıyla mikroskop altında enjekte ediliyor ve döllenme sağlanıyor.
Günümüzde cerrahi yolla sperm arama ve mikroenjeksiyon yöntemleri sayesinde pek çok çift kendi çocuklarına sahip olma hayalini gerçekleştirebiliyor.
Kısırlık Çözümsüz Değildir yazı dizimizin dördüncü bölümünde Dr Senai Aksoy menisinde hiç sperm bulunmayan erkeklerde (azospermi) cerrahi yolla sperm aramayı (TESA) anlatıyor:
Üremeye yardımcı tedaviler alanında, tüp bebekten sonraki en önemli gelişme kuşkusuz mikroenjeksiyon yöntemi ve cerrahi yolla sperm arama (TESA) işlemidir. Menisinde hiç sperm olmayan bir erkeğin testislerinden ameliyatla sperm bulunması ve bu spermle mikroenjeksiyon yöntemi kullanılarak gebelik elde edilmesi tüm dünyada çocuk sahibi olması olanaksız gibi gözüken binlerce erkek için umut oldu.
Erkeğin menisinde hiç sperm olmaması (Azospermi) nedir, neden olur?
Bir erkeğin menisinde hiç sperm olmaması azospermi olarak adlandırılır ve değişik nedenlere bağlı olabilir.
Bunların bir kısmı sperm kanallarının tıkanıklığına bağlıdır. Böyle bir durumda testislerde sperm üretimi vardır ama varolan spermler kanallardaki tıkanıklık nedeniyle meniyle dışarıya atılamaz. Bu durumda tıkanıklığa bağlı sperm olmamasından (obstrüktif azospermi) söz edilir.
Tıkanıklığa bağlı azospermi olgularında ince bir iğneyle tıkalı olan kanallara ya da testis dokusu içine girilerek küçük parçalar alınır. Bu parçalar içinde sperm bulma oranı %100'e yakındır.
Tıkanıklığa bağlı olmayan durumlardaysa (non-obstrüktif azospermi) testislerde sperm üretimi ya hiç yoktur ya da belirli alanlarda çok sınırlı sayıda olur. Non-obstrüktif azosperminin altında yatan neden genetik olabileceği gibi ergenlik döneminde geçirilmiş enfeksiyonlar da rol oynayabilir.
Böyle bir durumda testis biyopsisi tedavide yol göstermesi açısından oldukça yararlıdır.
Cerrahi yolla sperm arama nasıl yapılır?
Menisinde hiç sperm olmayan erkeklerde cerrahi yolla sperm arama işlemi yaklaşık 15 - 45 dakika kadar sürer ve kişi ertesi gün büyük ölçüde normal hayatına dönebilir.
Sperm iğneyle kanallardan alınabilir (PESA), iğneyle testisin içinden alınabilir (PTSA) ya da ameliyatla testisten alınabilir (TESA veya TESE). PESA ve PTSA lokal anestezi eşliğinde yapılabilirken TESA çoğu zaman genel anestezi altında yapılır.
Bu yöntemle sperm bulunamazsa ne yapılır?
Ameliyatla sperm bulunamaması durumunda izlenecek yol biyopsi sonucuna göre değişir. Eğer yeni bir denemede de sperm bulma şansı yoksa bu durumda sperm bankalarına başvurmak şu an için geçerli tek yöntem. Ancak bu uygulama ülkemizde yasal değildir.
Öte yandan hastaların önemli bir kısmında yeniden deneme için umut verici sonuçlar elde etmek mümkün. Böyle bir durumda birkaç ay sonra yeni bir deneme yapılabilir.
Cerrahi yolla sperm arama girişiminin başarı oranı nedir?
Testis dokusu içinde binlerce küçük tüp benzeri yapı vardır. Bu yapılarda sperm üretimi değişik aşamalarda devam eder. Bazı tübüllerde hiç üretim olmazken bazılarında az sayıda sperm olabilir.
İşte cerrahi sperm arama yöntemlerinin altında yatan mantık budur. Testisin değişik bölgelerinden alınan çok sayıda parça incelendiğinde sperm hücresi bulunabilir. Bu yöntemde sperm bulma olasılığı altta yatan nedene bağlı olarak %25-60 arasında değişir.
Son yıllarda uygulanmaya başlanan mikro-TESA yöntemiyle bu işlem mikroskop altında yapılarak başarı şansı daha da arttırılmaktadır.
En yüksek başarı sperm üretiminin çok azaldığı 'hipospermatogenez' olgularında yakalanırken, genetik bozukluğa bağlı durumlarda şans en az olur.
Bir azospermi olgusunda daha önceki denemelerde sperm bulunmuş olması daha sonraki denemelerde de her zaman sperm bulunacağını garanti etmez. Ama çoğu zaman başarı sağlanır. Benzer şekilde daha önce ameliyatla sperm bulunamamış kişilerde de biyopsi sonucuna göre yeni bir denemede sperm bulma olasılığı mevcut.
 Bir kez sperm bulunduğunda bunun testisten ya da meniden bulunmuş olması mikroenjeksiyonun başarı oranları üzerinde önemli bir etki yaratmaz. Bir başka deyişle spermin meniden, kanallardan ya da direkt olarak testis içinden alınması gebelik oranlarını ve sonuçlarını değiştirmez.


Daha Fazlası: http://www.tupbebek.com/makaleler/kisirlik/kisirlik-cozumsuz-degildir4-yazi-dizisi#ixzz2CZBal3Dy

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

hurlist