Türkiye'de erkeklerin yüzde 21'ini, kadınlarınsa yüzde 42'sini tehdit eden obezite kısırlık nedenleri arasında yer alıyor. Yanlış beslenme doğal gebe kalmayı zorlaştırırken, düşükleri de hızlandırıyor, kısırlık tedavilerinin başarı oranlarını da düşürüyor.
Aksoy, kısırlık ve tüp bebek tedavilerine başlamadan erkeklerde ve kadınlarda hastanın ideal kilosuna yakın olmasını şart koşmak gerektiğine inanıyor. Araştırmalar da kısırlık vakalarının yaklaşık yüzde 12'sinin kilo problemine bağlı olduğunu gösteriyor (düşük veya yüksek kilo) ve bunların yüzde 70'i kilolarını düzenleyen bir diyetle kilo verirlerse veya alırlarsa, hemen hamile kalabiliyor.
Fazla sayıdaki yağ hücresi, östrojen dengesini bozarak yumurtlamayı engelliyor. Gebe kalmak için en ideal beden kitle indeksi 21-24 arasındadır. (Beden kitle indeksinizi kilonuzu, boyunuzun -metre olarak- karesine bölerek elde edebilirsiniz.)
Araştırmalarda obez kadınların yüzde 5 oranında kilo kaybetmesiyle âdet düzensizliği vakaların yüzde 60'ında problemin ortadan kalktığı ve âdetlerin tekrar düzene girdiği belirlenmiştir. Ayrıca şişmanlığın erkeklerin sperm kalitesini düşürdüğünü göstermiştir.
Fazla kiloya rağmen gebe kalınabilse de, kilonun hipertansiyon ve hamilelik şekeri riskini yükselttiği araştırmalarla ortaya konulmuş bir gerçek... Fazla kilolar hamilelik sürecini, normal ve sezaryen doğumu da zorlaştırabiliyor.
Aksoy'un tasiyesiyse şu: "Hekime başvurmadan önce bazı basit önlemlerle üreme potansiyelinizi artırabileceğinizi aklınızdan çıkartmayın. Bu önlemlerden biri vücut ağırlığı, diyet ve egzersiz arasındaki dengenin sağlanması. Kadınlık hormonu olan östrojenin büyük kısmı yumurtalıklarda üretilir. Ancak yağ dokusu da küçümsene-meyecek bir östrojen kaynağıdır. Döllenmenin sonuçlanabilmesi için stabil bir hormonal durum gereklidir. Bu nedenle az ya da fazla kiloların kısırlığa neden olabilmesi şaşırtıcı bir durum değildir. Bunun en güzel örneği beslenme bozukluğu olan aşırı zayıf kişilerde âdet kanamalarının düzensiz oluşudur."
DOĞURGANLIĞI ARTIRMAK İÇİN DEMİR İÇEREN SEBZE-MEYVE YİYİN
- Yeterli miktarda meyve, sebze ve tahıl tüketin.
- Yavaş sindirilen karbonhidratları tercih edin. Lifli gıdalar, tam buğday, sebze, baklagil gibi...
- Yiyeceklerinizdeki şeker ve tuz oranını sınırlayın. Alkol tüketiminizi sınırlandırın, mümkünse tamamen kesin.
- Aşırı yağlı yiyeceklerden uzak durun. Vücutta enflamasyonu azaltan ve insülin dengesini sağlayan bitkisel yağları, kuru yemişleri (fındık gibi), soğuk su balıklarını (somon, sardalye gibi) tercih edin.
- Az yağlı süt yerine her gün bir bardak tam yağlı süt, sütlü dondurma veya tam yağlı yoğurt tüketin.
- Demir içeren sebze, meyve doğurganlığı artırıyor. Domates, pancar, bal kabağı, ıspanak, fasulye tüketmeye çalışın.
- Bol su için, şekerli gazlı içeceklerden uzak durun.
- Size uygun bir egzersiz programına başlayın.
- Yavaş sindirilen karbonhidratları tercih edin. Lifli gıdalar, tam buğday, sebze, baklagil gibi...
- Yiyeceklerinizdeki şeker ve tuz oranını sınırlayın. Alkol tüketiminizi sınırlandırın, mümkünse tamamen kesin.
- Aşırı yağlı yiyeceklerden uzak durun. Vücutta enflamasyonu azaltan ve insülin dengesini sağlayan bitkisel yağları, kuru yemişleri (fındık gibi), soğuk su balıklarını (somon, sardalye gibi) tercih edin.
- Az yağlı süt yerine her gün bir bardak tam yağlı süt, sütlü dondurma veya tam yağlı yoğurt tüketin.
- Demir içeren sebze, meyve doğurganlığı artırıyor. Domates, pancar, bal kabağı, ıspanak, fasulye tüketmeye çalışın.
- Bol su için, şekerli gazlı içeceklerden uzak durun.
- Size uygun bir egzersiz programına başlayın.
Daha Fazlası: http://www.tupbebek.com/makaleler/kisirlik/dogurganlikbeslenme-iliskisi#ixzz2DB8Sh0xM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder