18 Aralık 2012 Salı

Tüp Bebekte Kullanılan Kanıta Dayalı Olmayan Tedaviler


Tüp bebek tedavilerinde gerek tüp bebek aşamalarında gerek tüp bebek ilaç ve protokollerinde ve gerekse laboratuvar uygulamalarında son yıllarda elde edilen gelişmelerle başarı oranı artmaktadır. Ancak tüp bebek tedavisindeki bütün bu gelişmelere rağmen başarı oranı hala istenilen düzeyde değildir.
Bazı kısır çiftler tüp bebek yöntemleriyle hala çocuk sahibi olamamaktadır. Bu sebeple, tüp bebek tedavisinin başarı oranlarını artırmak için yardımcı bir çok ilaç ve tedavi yöntemi kullanılmaktadır. Bu konuyla ilgili olarak bir çok çalışma yapılmasına rağmen bu yöntem ve ilaçların bir çoğunun faydası konusunda kesin veriler yoktur.
Ancak üreme sağlığı konusunda bilinenlerin bilinmeyenlerden çok daha az olması, bu deneysel olması gereken yöntemlerin tedavide gerekli verileri elde etmeden kullanılmasına yol açmaktadır. Bir çok tüp bebek merkezinde uygulanan bu kanıta dayalı olmayan tedavilerin bazıları şunlardır:
-Kan pıhtılaşmasını azaltan ilaçlar (heparin, Aspirin),
- Embryo Glue (embryo yapıştırıcısı),
-Antioksidan kullanımı
- Embryo transferi sonrasında destekleyici tedavi zamanlaması,
- Viagra,
- Magnetik sperm seçimi (sperm mıknatısı),
- Ko-Kültür (yapay rahim),
- Lenfosit aşısı,
- DHEA.
Aspirin ve Heparin Kullanımı
Tüp bebek tedavisi esnasında aspirin tüp bebek merkezleri tarafından yaygın olarak kullanılan bir ilaçtır. Ancak etkinliği ve hangi durumlarda etkili olduğu bilinmemektedir.
Aspirin tıpta uzun yıllardan beri kullanılmaktadır. Aspirinin ağrı kesici ve ateş düşürücü etkisinin dışında başka faydalı etkilerinin de olduğu tespit edilmiştir. Kanın pıhtılaşmasını engelleyen bir ilaç olması nedeniyle son yıllarda bu alanda da özellikle kardiyolojide kullanılmaktadır.
Yapılan çalışmalar tekrarlayan gebelik kayıplarının en önemli nedenlerinden birisinin "anti fosfolipid sendrom" olduğunu göstermektedir. Bu sendromda, pıhtılaşma mekanizması bozularak kılcak damarlar içerisinde mikroskobik pıhtılar oluşmakta ve gelişmekte olan fetusa giden kan akımını azaltarak ölümüne sebep olmaktadır.
Anti fosfolipid sendromunda düşük doz aspirin veya heparin kullanımının olumlu sonuçlar verdiği ve canlı doğum oranını artırdığı tespit edilmiştir.
Diğer yandan tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında aspirin ve heparinin faydalı olduğunu gösteren çalışmalar olsa da bunun tersini gösteren çalışmalar da vardır. Şimdiye kadar bu konuda yapılan çalışmaların hepsine bakıldığı takdirde düşük doz aspirin kullanımının tüp bebek ve mikroenjeksiyon durumlarında klinik gebelik oranlarını artırmadığı gibi düşük ve dış gebelik oranlarını da değiştirmediği gözlenmektedir. Bu sebeple tüp bebek ve mikroenjeksiyon uygulamalarında düşük doz aspirin kullanımı canlı doğum için pozitif bir etkiye sahip değildir ve bu durumlarda rutin olarak kullanılmamalıdır. Bu bilimsel kanıtlar sonucunda başarısız tüp bebek tedavileri sonrasında pıhtılaşma faktörleri ile ilgili problem varsa, aspirin ve heparin tedavisinin faydalı olabileceği ve gebelik oranlarını artıracağını söyleyebiliriz.
Ancak günümüzde böyle bir problem olsun veya olmasın tüp bebek gebeliklerinde aspirin yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu konuda yapılan kapsamlı araştırmaların çoğunda, tüp bebek sonrası oluşan gebeliklerin seyrinde olumlu bir etkisi olmadığı sonucuna varılmıştır. Bütün bu verilerin ışığında tüp bebek tedavisinde rutin aspirin veya heparin kullanımının hiç bir faydası olmadığını söyleyebiliriz.


Daha Fazlası: http://www.tupbebek.com/makaleler/tup-bebek/tup-bebekte-kullanilan-kanita-dayali-olmayan-tedaviler##ixzz2FLi9xD6g

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

hurlist