tüp bebek tedavisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tüp bebek tedavisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Şubat 2013 Pazartesi

Embriyo Tutunması (İmplantasyon) 3: Tüp Bebek Aşamalarında Yapılabilecekler



Yazı dizimizin ilk 2 bölümünde tüp bebekte embriyonun yeterliliği, yani embriyonun tutunması (implantasyon) ve sağlıklı bir hamilelik elde edilerek sonuçta sağlıklı bir bebeğe kavuşulması konusunu tohum-toprak ilişkisine benzeterek açıklamıştık. Bir bitkinin gelişebilmesi için hem toprağın hem tohumun iyi olması gerektiğinden yola çıkarak, sağlıklı bir hamilelik elde etmek için hem anne rahminin hem embriyonun doğru şartlara sahip olması gerektiğini belirtmiştik. Birinci bölümde embriyonun tutunmasını etkileyen faktörlerden anne rahmi ile ilgili olanlarını, ikinci bölümde ise embriyonun kendisiyle ilgili olası problemleri inceledik.
Bu bölümde embriyonun tutunma olasılığını artırmak için, tüp bebek aşamalarında nelerin önemli olduğuna, bu konudaki yeni gelişmelere yani doktorun ve tüp bebek ekibinin oynadığı role bakacağız. Tohumun (embriyonun) toprağa (anne rahmine) ekilmeden önceki gelişimi için neler yapılabilir? Tohumun (embriyonun) iyi olup olmadığı nasıl test edilebilir? Tohumu ekerken (embriyo transferinde) bir sorun çıkabilir mi? Devamını Oku


15 Şubat 2013 Cuma

Embriyo Tutunması 2: Embriyoya Ait Problemler



İmplantasyon (embriyonun tutunması) ile ilgili yazı dizimizin birinci bölümünde hamilelik oluşumunun aslında tohum-toprak ilişkisine benzediğinden bahsetmiştik. Nasıl bir bitkinin oluşabilmesi ve yaşayabilmesi için hem tohumunun hem toprağının iyi olması gerekirse, sağlıklı bir hamileliğin gerçekleşmesi için de hem anne rahmindeki koşulların hem de embriyo kalitesinin iyi olması gerekir.
Tohum kalitesi: Embriyodan kaynaklanan implantasyon problemleri
Endometriyal boşluğa erişen bir embriyonun tutunamaması yani implantasyonun gerçekleşmemesi veya implantasyondan hemen sonra kaybedilmesi (kimyasal bir hamilelik veya düşük), çoğunlukla (%80) embriyo yetersizliği adı verilen bir durumdan yani gerçek bir hamileliğin oluşmasını engelleyen bir anomalinin varlığından kaynaklanır. Bu tür kayıpların 5'inden sadece 1 tanesi endometriyal yetersizlik nedeniyle oluşur.


Devamını Oku: http://tupbebekcom.wordpress.com/2013/02/15/embriyo-tutunmasi-2-embriyoya-ait-problemler/

Embriyo Tutunması 1: Rahime Ait Problemler




Hamile kalmak aslında tohum-toprak ilişkisine benzer. Ekilen bir tohumun tutması ve bundan bir bitkinin oluşması, gelişmesi ve yaşayabilmesi için hem tohumun hem toprağın iyi olması gerekir. Aynı şekilde başarılı bir hamilelik hem embriyo (tohum) hem anne rahmi (toprak) ideal koşullara sahip olmadıkça gerçekleşemez.
Tüp bebek tedavilerinde embriyonun kalitesi kadar rahimin durumu da önemlidir. Rahim içinde hamilelik oluşması için uygun bir ortam yoksa, bu açıklanamayan kısırlık (infertilite), erken dönem düşükleri, anne karnında gelişim geriliğine (IUGG) bağlı plasenta yetersizlikleri ve bazen fetüs ölümleri olarak karşımıza çıkar.
Toprak Kalitesi: Rahimden Kaynaklanan İmplantasyon Problemleri
Embriyonun anne rahmine tutunmasını (implantasyonu) engelleyen rahim içi faktörlerini şöyle sıralayabiliriz:


Devamını Oku: http://tupbebekcom.wordpress.com/2013/02/15/embriyo-tutunmasi-1-rahime-ait-problemler/

11 Şubat 2013 Pazartesi

Hidrosalpinks ve Tüplerin Alınması



Tüp Bebekte Rahimde Sıvı Birikmesi Nedir?
Tüp bebek uygulaması hem maddi hem manevi olarak zor bir süreç . Bu tedavi esnasında başarısızlığa sebep olabilecek her türlü detay özenle incelenmeli ve tedavi edilmeli. Yapılan çalışmalar tüplerin uçlarının tıkalı ve içlerinin sıvı dolu olduğu durumlarda (hidrosalpinks) tüp bebek uygulamalarının başarısız olduğunu göstermekte. Hidrosalpinks tek taraflı olduğunda dahi bu başarısızlık dikkat çekmekte.
Gebelik oranlarının ultrasonda tüplerin içinde sıvı görüldüğü durumlarda, tüplerin tıkalı ancak ultrasonda içinde sıvı gözlenmediği durumlara göre daha düşük olduğu bilinmekte. Hidrosalpinkste tüplerin alınmasının tüp bebekte başarı şansını artırdığı gösterilmiştir.
Hidrosalpinksin etkileri
Tüp bebek öncesi tüplerin alınmasının, yumurtalık kanlanmasını ve cevabını bozup bozmadığı uzun süre tartışılmıştır. Ancak yapılan çalışmalar, tüplerin alınmasının gebelik oranlarını ve elde edilen yumurta sayısını etkilemediğini gösteriyor.
Hidrosalpinksin içindeki sıvının nasıl etkili olduğu, başarıyı neden azalttığı tam olarak ortaya konulamamıştır. Genel olarak bu sıvının rahime doğru akmasının hem mekanik hem de kimyasal olarak embriyonun rahim içine tutunmasını engellediği düşünülmekte.
Tüp bebekte hidrosalpinks
Her ne kadar hidrosalpinks tedavisinin tüp bebeğe başlamadan önce yapılması tavsiye edilse de, bazı durumlarda hidrosalpinks tüp bebek tedavisinin herhangi bir aşamasında tespit edilebilir. Bu gibi durumlarda elde edilen tüm embriyoların dondurulması tavsiye edilir. Embriyo transferi hidrosalpinks tedavisi sonrası yapılmalı.
Aynı öneri rahim içinde sıvı görüldüğü durumlar için de geçerlidir. Hidrosalpinks tedavisinde tüplerin alınmasının yanı sıra, tüplerin açılması (salpingostomi), tüplerin bağlanması, ultrasonla tüp içindeki sıvının boşaltılması gibi tedavi yöntemleri de önerilir. Ancak bu uygulamaların hangisinin tüplerin alınma tedavisinin yerine geçebileceği henüz belirlenememiştir.


Devamını Okumak için Tlıklayın


17 Ocak 2013 Perşembe

Tüp Bebek Tedavim Başarısız mı Oldu? Embriyo Transferi Sonrası Kanama


Tüp Bebek Tedavim Başarısız mı Oldu?
Tüp bebek tedavisinde "luteal faz kanaması", embriyo transferinden sonra ve gebelik testinden önce görülen vajinal kanamalara verilen isimdir. Bu kanama, yumurta toplamadan hemen sonra çoğu hastada görülen ve birkaç gün süren hafif kanamadan farklıdır. Tüp bebek tedavilerinin % 7-42'sinde görülen luteal faz kanaması, yumurta toplamadan 7-8 gün sonra, hafif kanama şeklinde olur.
Embriyo transferi ile gebelik testi arasındaki dönemde görülen kanamalar hasta için çok endişe vericidir ve tedavinin başarısız olduğunu düşündürür. Bu dönemde kanama olması ile tedavinin başarısızlıkla sonuçlanması arasında bir ilişki olduğu saptanmış olmakla birlikte, hamilelik oluşma ihtimali hala vardır.
Kadının doğal döngüsünde luteal faz nedir?
Kadının doğal aylık döngüsünde yumurtlamadan sonra yumurtalıkta korpus luteum adı verilen bir yapı oluşur. Bu yapı, progesteron ve estradiol hormonları salgılayarak rahimi implantasyon (embriyonun tutunması) için hazırlar. Bu döneme 'luteal faz' adı verilir.
Korpus luteum tarafından salgılanan hormonlar, erken dönem hamilelikte plasentanın ürettiği hormonlar devreye girene kadar yani 7. haftaya kadar hamileliğin sürdürülebilmesini sağlar. Korpus luteum adı verilen bu yapı olmasaydı tüm hamilelikler düşükle sonuçlanırdı.
Tüp bebek tedavisinde luteal faz destek ilaçları neden kullanılır?
Tüp bebek tedavilerinde ilk aşama yumurtalıkların uyarılmasıdır. Yumurtalıkların ilaçlarla uyarılmasının korpus luteumun fonksiyonunu bozduğu bilinmektedir. Normalin üzerindeki hormon düzeyleri beyin üzerinde ters etki yaratarak yukarıda bahsettiğimiz luteal fazın kısalmasına neden olurken aynı zamanda özellikle progesteron hormonunun ani düşüşü nedeniyle luteal faz kanamasına yol açar. Devamı...

5 Ocak 2013 Cumartesi

Embriyo Transferi Sonrası Neler Yapmalıyım?


Tüp bebek tedavisinin son aşaması embriyoların kadının rahminin içine aktarılması yani embriyo transferi. hastaların en merak ettikleri konu, bu aşamadan sonra embriyonun tutunmasını kolaylaştırmal için ne yapmaları gerektiği. 
Hastalar sigara ve alkolden uzak durmaları ve tüp bebek ilaçlarına aksatmadan devam etmeleri gerektiğini zaten biliyorlar ama bunun yanısıra üç önemli konuda daha yönlendirilmeye ihtiyaç duyuyorlar. Birincisi kadın embriyonun tutunmasına yardımcı olmak için transferden sonra belli bir süre yatmali mi? İkincisi cinsel ilişki, egzersiz gibi fiziksel aktiviteler embriyonun tutunmasını olumsuz yönde etkiler mi? Son olarak işten izin almak hamilelik şansını artırır mı? 
Embriyo transferi sonrası belli bir süre yatmalı mıyım?

Daha Fazlası: http://www.tupbebek.com/tedavideki-hastalar/embriyo-transferi-sonrasi-neler-yapmaliyim#ixzz2H5GxzM4a

3 Ocak 2013 Perşembe

Tüp bebek tedavisi ve tüp bebek aşamaları

www.tupbebek.com ve İstanbul Amerikan Hastanesi Tüp Bebek Merkezi tarafından hazırlanan bu mini animasyonda, Dr. Senai Aksoy tüp bebek tedavisi ve aşamalarını anlatıyor.

30 Aralık 2012 Pazar

Açıklanamayan Kısırlık

Çocuk sahibi olma arzusu ile doktora başvuran çiftlerin yarısından çoğunu açıklanamayan kısırlığa sahip çiftler oluşturmaktadır. Anne adayının yumurtalıkları düzenli şekilde çalıştığı, rahim yapısı sağlıklı ve tüpler açık olduğu, baba adayının ise sperm değerleri normal sınırlarda olduğu halde 1 yıl süre ile gebelik elde edilememesi açıklanamayan kısırlık olarak tanımlanır. Çiftlerin genel değerlendirme sonuçları normaldir ve kendiliğinden gebelik elde etmeleri için engel yaratacak bir sorun görülmemektedir. Diğer bir deyişle elimizdeki imkanlar ile çiftin çocuk sahibi olmakta gecikmesini izah edemeyiz. Vücudumuzda tüm sistemler hayranlık uyandırıcı bir sistem dahilinde çalışmaktadır. Üreme fonksiyonu da son derece detaylı bir düzen içerisinde, hataya imkan tanımayacak bir şekilde çalışmaktadır. Dolayısıyla gebelikteki gecikmenin basit veya karmaşık, yüzeyel veya derin, klinik veya moleküler düzeyde bir sebebi olmalıdır.
Ancak biz günümüzde sahip olabildiğimiz bilgi ve teknoloji ile bu sebebi belirleyemediğimiz için bu tabloya izah edilemeyen – açıklanamayan kısırlık adını koymaktayız. En önemli şansımız gebeliği zorlaştıran ve adını koyamadığımız sebeplerin çoğu zaman basit veya geçici etkili olmasıdır.Açıklanamayan kısırlığa sahip olan çiftlerin önemli bir kısmı hiçbir tedavi yardımı almadan zaman içerisinde kendiliğinden gebelik elde edebilmektedir. Hepimizin çevresinde yıllarca çocuk sahibi olmak için uğraşan, çok sayıda tedavilerden başarısızlıkla ayrılan ve bir gün biranda kendiliğinden gebelik elde eden çiftler vardır. Bu çiftler için ne daha önceki başarısızlıkları ne de bu zamanda elde edilen gebeliği açıklamak mümkündür. Daha doğrusu günümüz bilgileri bu açıklama için yetersiz kalmaktadır.
Kendiliğinden gebelik şansı:
Hiçbir sağlık problemi olmayan 100 çiftin her ay ancak 20'sinin gebelik elde ettiğini görüyoruz. Dolayısıyla 80 çift bilemediğimiz bir sebeple bu şansı yakalayamıyor. Bu durumu doğanın sağlıklıyı koruması, sağlıklı olmayan bir süreci kendiliğinden durdurması ile açıklamaya çalışıyoruz. Eğer üreme sisteminde herhangi bir yerde bir hata oluşmuşsa belki gebelik daha baştan engelleniyor. Bu eleme sonucunda 12 ay boyunca yapılan denemeler sonucunda bu 100 çiftin 80-85'i mutlu sona erişiyor, 10-15'i ise kısırlık açısından değerlendiriliyor. Problemi olmayan çiftlerde her ay %20 seviyesinde olan kendiliğinden gebelik şansının açıklanamayan kısırlığa sahip çiftlerde %3-5 seviyesinde olduğuna inanılmaktadır. Yani bu çiftlerde hala kendiliğinden gebelik olasılığı devam etmektedir. Ne var ki hangi çiftin bu başarıyı elde edebileceğini öngörmek mümkün değildir. Bazı çiftlerin hiçbir zaman kendiliğinden gebelik elde edemeyeceği olasılığı göz önüne alınarak gecikmeden değerlendirme ve gerekirse tedavi başlatılmalıdır.
Problem ne olabilir?
Açıklanamayan kısırlık varlığında üreme sisteminde bir nokta geçici veya kalıcı, basit veya komplike bir hata olduğunu kabul etmek gerekir. Hata pek çok ayrı noktada, birbirinden çok farklı mekanizmalarda ve birden fazla olabilir. Bu olasılıklar şu şekilde sıralanabilir:
Sağlıklı bir yumurtanın doğal seçimi
Yumurtanın büyümesi ve olgunlaşması
Yumurtalıktaki mikroçevrenin yumurta sağlığı üzerinde gösterdiği etkiler
Yumurtanın ovulasyon ile atılması
Ovulasyon sırasında yumurtanın genetik bölünmeyi tamamlayarak döllenmeye hazırlanması
Spermin rahim ağzından içeriye geçmesi
Spermin rahim içerisinde ilerlemesi
Spermin tüplerden geçmesi
Yumurtanın ovulasyon ile karın boşluğuna veya tüplerin içerisine doğru atılması
Yumurtanın tüplerden birinin içerisine girmesi ve ampulla adı verilen bölgeye doğru ilerlemesi
Yumurtanın sperm ile karşılaşması
Spermin yumurtanın dış zarına tutunması , delmesi ve içeriye girmesi
Sperm başının kendisini saran zardan kurtulması ve kromozomlarının serbestleşmesi
Yumurtanın kromozomlarının döllenme için hazırlanması
Yumurtanın döllenmesi (fertilizasyon)
Yumurta ve spermin kromozomlarının birleşmesi
Kromozomların sağlıklı dağılımı
Sağlıklı bölünme ve büyüme
Büyüme için gerekli genlerin sağlıklı çalışması
Büyüme için gerekli metabolik gereksinimlerin karşılanması ve enerji üreten sistemlerin sağlıklı çalışması
Tüpün içindeki ortamın döllenme ve embriyo gelişimine desteği
Yumurtalıkta ovulasyondan arta kalan korpus luteum yapısından yeterli progesteron salınımı
3. günden sonra rahim içerisine doğru yer değiştirme
Rahim içerisinin embriyo gelişimine desteği
Rahim zarının embriyoyu kabul için hazırlanması (reseptivite)
Rahiç içzarı – embriyo arası moleküler iletişimin gerçekleşmesi
Embriyonun kendisini saran zardan çıkması (hatching)
Rahim içerisine tutunma ve yerleşme (implantasyon)
Embriyonu bağışıklık sistemi tarafından kabulü
Mikrodolaşımda pıhtılaşma kontrol mekanizmalarını sağlıklı çalışması ve embriyonun rahim zarı içerisine entegrasyonu
Embriyo gelişimi
Görüldüğü üzere üreme sisteminin sağlıklı bir gebelik oluşturabilmesi için pek çok basamağın sağlıklı hatasız bir şekilde aşılması gerekmektedir. Gebelik arzu edilmediğinde hatta gebelik olmasın diye korkulduğunda bu sistem inadına hatasız bir şekilde çalışmakta, gebelik arzulandığında hatta hasretle beklendiğinde ise aksine çeşitli noktalarda hatalar oluşmaktadır. Sistem büyük bir otokontrol ile çalışmakta ve hataya izin vermemektedir. Eğer bir hata meydana gelirse gebelik baştan engellenmekte ve sağlıksız nesillerin ortaya çıkması baştan kontrol altına alınmaktadır. Bu bir şekilde doğanın kendini koruma mekanizması olarak adlandırılabilir. Nadiren hatalar sistemin kontrolünden kaçmakta ve Down sendromu gibi gebelikler oluşmaktadır. Yine koruma mekanizması devreye girmekte ve anomalili gebeliklerin çoğu kendiliğinden düşük ile sonlanmaktadır. Bu kontrolden kaçan nadir olguları da hekimler gebelik takibi sırasında yakalamaya çalışırlar.
Stresin etkisi:
Çocuk sahibi olmada gecikme süresi uzadıkça durum çift için gitgide artan bir stres kaynağı olmaktadır. Erkekler stresle baş etmede genellikle inkar veya yansıtma mekanizmalarını kullanarak problemi daha önemsiz gibi kabul etme eğilimine girerler. Kadınlar ise her ay siklus günü hesabı, ilişki zamanlaması, ovulasyon takibi ve adet kanaması – gecikmesi beklentileri içinde çok daha ağır bir stresle karşılaşırlar ve ister istemez konuyu daha çok gündemde tutan ve önemseyen partner rolüne düşerler. Bu durum üstlenmeleri gereken stresi daha da arttırır. Her ay korku ile adet kanamasını beklemek gerçekten çok zor bir durumdur. Erkeğin eşine desteği zayıf veya gebelik çabasındaki rolü daha pasif ise stres katlanarak artar. Bazı toplumlarda çocuk sahibi olamamak mutlak kadına ait bir problem gibi görülür ve bu durum stresi kabul edilemez bir hale sokabilir. Bütün bu faktörler gebelik elde etme şansını gitgide azaltır.
İlginç bir şekilde gebelik ne kadar istenmeyen ve korkulan bir durum ise o kadar kolay gerçekleşir. Aksine ne kadar özlemle beklenirse o kadar zorlaşmaktadır. Bu gerçek bize stresin üreme sistemi üzerindeki mutlak etkisini gösteren en önemli kanıttır. Keza yıllar boyunca açıklanamayan kısırlık nedeni ile çocuk sahibi olamayan bir çift tedavi sonrasında gebelik ve doğum elde ettikten sonra bir anda sihirli bir değnek değmiş gibi kendiliğinden gebelikler başlar. "Biz çocuk sahibi olabiliyormuşuz" psikolojisi bir anda daha önce gerçekleşen hata ne ise ortadan kaldırmakta ve gebelik kolaylaşmaktadır. Yine bu durum da stresin etkin rolünü çok güzel ortaya koymaktadır.
Toplumun, çevrenin çift üzerindeki baskısı da hiçbir zaman ihmal edilemeyecek bir etki göstermektedir. Çifti içinde bulundukları sosyal çevreden izole etmek mümkün değildir ve ne yazık ki hemen her zaman çevrenin etkisi olumlu değil olumsuz yönde olmaktadır. Çifti başarısızlık, yetersizlik ve eksiklik psikolojisine iter, çift bu konunun gündeme geleceği korkusu ile sosyal çevresine karşı bir reaksiyon oluşturur.
Ne var ki ne doktorların telkinleri ne de çevredeki olumlu destek veren dostların telkinleri çiftin psikolojisini desteklemeye tam olarak yetmez. Burada en önemli güç çiftin bu problemi beraber göğüslemesi, birbirini suçlamadan, destekleyerek, güç vererek bu yolda sabırla çaba göstermelidir. Hiçbir dış etken çiftin kenetlenmesinden daha güçlü bir fayda vermeyecektir.
Açıklanamayan Kısırlıkta ilk yaklaşım nasıl olmalıdır?
Bu durumdaki çiftlerin öncelikle kendiliğinden gebelik şanslarının azalmış olmakla birlikte devam ettiği önemle vurgulanarak çiftin derin karamsarlığa kapılması engellenmelidir. Keza tanı veya tedavi sürecinde bazı çiftler kendiliğinden gebelik elde etmektedirler. Bu nedenle kendiliğinden gebelik için dikkat etmeleri gereken siklus günleri, şanslarının yüksek olduğu dönemler tekrar anlatılmalıdır.
Stres faktörünün bu tabloda çok net bir etkiye sahip olduğu vurgulanmalıdır. Stresle baş edebilmenin en önemli yolu olan çiftin birbirine desteği vurgulanmalı, bu konuda cesaretlendirilmelidirler.
Siklus düzeni yeniden gözden geçirilerek gebelik açısından en şanslı dönemin hangi aralıkta olduğu belirlenir. Her ay gebelik açısından şanslı günlerin takip edilmesi bu dönemde ilişki gerekliliği bir zaman sonra çiftler arasında cinsel ilişkinin zamanlı programlı bir görev, bir zorunluluk haline dönüşmesine yol açmaktadır. Bu durum da çift arasındaki ilişkiyi kötü yönde etkilemekte, çiftler arasında cinsel işlev bozukluklarından evlilik problemlerine kadar varabilen sıkıntılar yaratmaktadır. Çift bu konuda da rahatlatılmalı, gebelik için bu döneme denk gelen tek bir ilişkide bile elde edilebileceği bilgisi verilmesi, ilişkinin bir görevden çıkartılarak çiftin mutluluğu, cinsel yönden sağlığı ve tatmini ile ilişkili bir hale kavuşması için gerekli değişiklikleri yapmaları teşvik edilmelidir.
12 ay süre ile gebelik elde edilmeyen bir çift için gerekli tetkikler yapıldıktan ve açıklanamayan kısırlık tanısı konulduktan sonra acele etmeden, panik yaratmadan ama çok da gecikmeden olası tedaviler birlikte tartışılmalıdır.
Tedavi seçenekleri nelerdir?
1. Aşılama tedavisi
Aşılamada amaç yumurta ile spermin doğru zamanda bir araya gelmesini sağlamaktır. Yumurta gelişimini uyaran haplar veya iğneler yardımı ile yumurtalıklardan bir veya iki tane yumurtanın büyümesi sağlanır. Yumurta belirli bir boyuta ulaştığında yine bir enjektabl ilaç yardımı ile çatlaması (ovulasyon) sağlanır. Bu dönem gebelik şansın en yüksek olacağı zamandır. Ovulasyon dönemi yakın bir saatte spermler alınarak yıkama işlemine tabii tutulur, aralarından en hızlı ve sağlıklı olanlar konsantre edilerek rahim içerisine verilir.
Açıklanamayan kısırlık olgularında aşılama ile gebelik şansının %15 civarında olduğunu görmekteyiz. Diğer bir deyişle aşılamaya giren her 10 çiftten bir veya ikisi gebelik elde edebilmektedir. Üç aşılama uygulaması sonrasında çiftlerin %35-40 kadarı gebelik şansına kavuşmaktadır.
Aşılama tedavisinin avantajı kolay, ucuz ve bu nedenle daha kolay tekrarlanabilir bir tedavi olmasıdır. Daha az ilaç kullanılmakta ve daha az takip gerektirmektedir. Dezavantajı ise uygulama başına gebelik şansının çok yüksek olmaması ancak tekrarlar sayesinde belirli bir seviyeye ulaşabilmesidir.
Üç aşılama tedavisi sonrasında gebelik elde edilemeyen çiftlerde tüp bebek tedavisine geçmek daha mantıklı olacaktır. Ancak bu mutlak bir kural değildir. Aşılama tedavisine başlayan bir çift istediği bir zaman tüp bebek tedavisine geçmeyi tercih edebilir. Hiçbir çift 3 aşılama için zorlanmamalıdır. Aşılama tedavisine inancını kaybetmiş bir çiftte sırf sayıyı doldurmak amacı ile tedavi tekrarı çok yanlış olacaktır.
2. Tüp bebek tedavisi:
Tüp bebek tedavisinde, aşılamaya benzer şekilde yumurtalıklar ilaçlar ile uyarılarak çok sayıda yumurta büyümesi sağlanır. Daha çok ilaç kullanımı gerektirir ve takipler daha sıktır. Yumurtalar belirli bir büyüklüğe ulaştığında ince bir iğne yardımı ile vajinal ultrasonografi eşliğinde yumurtalar alınır. Laboratuvar ortamında mikroskop altında her bir yumurtanın içerisine bir sperm yerleştirilir (mikroenjeksiyon). Elde edilen embriyolar bir süre takip edilerek içlerinden en sağlıklı 2 tanesi seçilerek anne rahmine transfer edilir.
Tüp bebek ile açıklanamayan kısırlık olgularında %55-60 oranında gebelik elde etmek mümkündür. Anne yaşı genç ise gebelik şansı artarken ilerleyen yaş ile birlikte gebelik şansı azalır.
Çok sayıda embriyo elde edildiği taktirde transfer edilmeyen embriyolar dondurularak yedek bir gebelik şansı için saklanabilir.
Tüp bebeğin dezavantajı daha masraflı olması, daha çok ilaç ve takip gerektirmesidir. Avantajı ise uygulama başına gebelik şansının daha yüksek olmasıdır.
Tedavide hangi sıra izlenmelidir?
Kısırlık süresi 4 yıldan kısa ise anne adayının yaşı da 35'in altında tedavide ilk tercih aşılama olmalıdır. Anne yaşı 35'in üzerinde ise yine ilk olarak aşılama yapılabilir ancak aşılamaların sayısı artmadan tüp bebek tedavisine geçiş düşünülmelidir. Daha çok kısa bir süre için kendiliğinden gebeliği deneyen ama başarılı olamamış bir çiftte hemen tüp bebek tedavisine sarılmak çok doğru bir yaklaşım değildir. Günümüzde tüp bebek kararının çok kolay verildiğini görüyoruz. Tüp bebek imkanı çift için her zaman korunabilir ancak öncelikle kolay tedavileri denemek, başarılı olmazsa çifti bu zahmetli yola sokmak daha iyi niyetli bir davranış olacaktır.
Kısırlık süresi 4 yıldan uzun veya anne adayının yaşı 40 ve üzerinde ise direkt tüp bebek daha akıllıca bir yaklaşım olacaktır.
Tedavi tercihlerine çift ile birlikte karar verilmelidir. Burada yanlış veya doğru yoktur. Hekim, çift ile olasılıkları tartışarak birlikte bir tedavi programı yapmalı, başarısız her tedavi sonrası bir araya gelerek yeniden bir değerlendirme yapılmalıdır.
Bu konuyla ilgili diğer makaleler:


Daha Fazlası: http://www.tupbebek.com/kisirlik-nedenleri/aciklanamayan-kisirlik##ixzz2GZ9V4ewN

18 Aralık 2012 Salı

Tüp Bebekte Kullanılan Kanıta Dayalı Olmayan Tedaviler


Tüp bebek tedavilerinde gerek tüp bebek aşamalarında gerek tüp bebek ilaç ve protokollerinde ve gerekse laboratuvar uygulamalarında son yıllarda elde edilen gelişmelerle başarı oranı artmaktadır. Ancak tüp bebek tedavisindeki bütün bu gelişmelere rağmen başarı oranı hala istenilen düzeyde değildir.
Bazı kısır çiftler tüp bebek yöntemleriyle hala çocuk sahibi olamamaktadır. Bu sebeple, tüp bebek tedavisinin başarı oranlarını artırmak için yardımcı bir çok ilaç ve tedavi yöntemi kullanılmaktadır. Bu konuyla ilgili olarak bir çok çalışma yapılmasına rağmen bu yöntem ve ilaçların bir çoğunun faydası konusunda kesin veriler yoktur.
Ancak üreme sağlığı konusunda bilinenlerin bilinmeyenlerden çok daha az olması, bu deneysel olması gereken yöntemlerin tedavide gerekli verileri elde etmeden kullanılmasına yol açmaktadır. Bir çok tüp bebek merkezinde uygulanan bu kanıta dayalı olmayan tedavilerin bazıları şunlardır:
-Kan pıhtılaşmasını azaltan ilaçlar (heparin, Aspirin),
- Embryo Glue (embryo yapıştırıcısı),
-Antioksidan kullanımı
- Embryo transferi sonrasında destekleyici tedavi zamanlaması,
- Viagra,
- Magnetik sperm seçimi (sperm mıknatısı),
- Ko-Kültür (yapay rahim),
- Lenfosit aşısı,
- DHEA.
Aspirin ve Heparin Kullanımı
Tüp bebek tedavisi esnasında aspirin tüp bebek merkezleri tarafından yaygın olarak kullanılan bir ilaçtır. Ancak etkinliği ve hangi durumlarda etkili olduğu bilinmemektedir.
Aspirin tıpta uzun yıllardan beri kullanılmaktadır. Aspirinin ağrı kesici ve ateş düşürücü etkisinin dışında başka faydalı etkilerinin de olduğu tespit edilmiştir. Kanın pıhtılaşmasını engelleyen bir ilaç olması nedeniyle son yıllarda bu alanda da özellikle kardiyolojide kullanılmaktadır.
Yapılan çalışmalar tekrarlayan gebelik kayıplarının en önemli nedenlerinden birisinin "anti fosfolipid sendrom" olduğunu göstermektedir. Bu sendromda, pıhtılaşma mekanizması bozularak kılcak damarlar içerisinde mikroskobik pıhtılar oluşmakta ve gelişmekte olan fetusa giden kan akımını azaltarak ölümüne sebep olmaktadır.
Anti fosfolipid sendromunda düşük doz aspirin veya heparin kullanımının olumlu sonuçlar verdiği ve canlı doğum oranını artırdığı tespit edilmiştir.
Diğer yandan tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında aspirin ve heparinin faydalı olduğunu gösteren çalışmalar olsa da bunun tersini gösteren çalışmalar da vardır. Şimdiye kadar bu konuda yapılan çalışmaların hepsine bakıldığı takdirde düşük doz aspirin kullanımının tüp bebek ve mikroenjeksiyon durumlarında klinik gebelik oranlarını artırmadığı gibi düşük ve dış gebelik oranlarını da değiştirmediği gözlenmektedir. Bu sebeple tüp bebek ve mikroenjeksiyon uygulamalarında düşük doz aspirin kullanımı canlı doğum için pozitif bir etkiye sahip değildir ve bu durumlarda rutin olarak kullanılmamalıdır. Bu bilimsel kanıtlar sonucunda başarısız tüp bebek tedavileri sonrasında pıhtılaşma faktörleri ile ilgili problem varsa, aspirin ve heparin tedavisinin faydalı olabileceği ve gebelik oranlarını artıracağını söyleyebiliriz.
Ancak günümüzde böyle bir problem olsun veya olmasın tüp bebek gebeliklerinde aspirin yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu konuda yapılan kapsamlı araştırmaların çoğunda, tüp bebek sonrası oluşan gebeliklerin seyrinde olumlu bir etkisi olmadığı sonucuna varılmıştır. Bütün bu verilerin ışığında tüp bebek tedavisinde rutin aspirin veya heparin kullanımının hiç bir faydası olmadığını söyleyebiliriz.


Daha Fazlası: http://www.tupbebek.com/makaleler/tup-bebek/tup-bebekte-kullanilan-kanita-dayali-olmayan-tedaviler##ixzz2FLi9xD6g

17 Aralık 2012 Pazartesi

Tüp Bebek Tedavisinde Yumurta Toplanamaması



Tüp bebek tedavisi sırasında, yumurta toplama aşamasında karşılaşılabilecek sorunlardan biri Boş Folikül Sendromu'dur. Bu durumu açıklamak için 3 örnek vaka üzerinde duracağız:
Vaka 1
Polikistik over sendromuna bağlı 3 yıllık kısırlık geçmişi olan bir çift (kadın 28 yaşında). Diğer tedavilerle hamile kalamayınca çifte tüp bebek tedavisi önerildi. Önce uzun protokol ile baskılama uygulandı ve daha sonra 12 gün boyunca günde 150 ünite rekombinant gonadotropin kullanılarak yumurtalıklar uyarıldı. hCG enjeksiyonunun uygulanacağı gün çapları 16 mm'nin üzerinde 9 folikül vardı ve en büyüğü 20 mm'di. Hastaya 10.000 ünite kas içine hCG enjeksiyonu yapması söylendi ve 36 saat sonra vajinal ultrason ile yumurta toplama yapıldı. Defalarca yıkama yapılmasına rağmen hiç yumurta bulunamadı.
Vaka 2
Kadının tüplerinin tıkalı olmasına bağlı 5 yıllık kısırlık geçmişi olan bir çift (kadın 34 yaşında). Bu çifte daha önce farklı tüp bebek merkezlerinde 3 tüp bebek tedavisi yapılmıştı ancak foliküller gelişmesine rağmen hiç yumurta toplanamamıştı.
Vaka 3
Tubal hastalığa bağlı 4 yıllık kısırlık geçmişi olan bir çift (kadın 24 yaşında) Çifte tüp bebek tedavisi önerildi. Önce uzun protokol ile baskılama uygulandı ve daha sonra 11 gün boyunca günde 150 ünite rekombinant gonadotropin kullanılarak yumurtalıklar uyarıldı. hCG enjeksiyonunun uygulanacağı gün, çapları 16 mm olan 13 folikül vardı. (6'sı sağ yumurtalıkta 7'si sol yumurtalıkta) Hastaya kas içine 10.000 ünite hCG enjeksiyonu yapması söylendi ve 36 saat sonra yumurta toplama işlemi yapıldı. Sağ overdeki tüm foliküller aspire edildi ama defalarca yıkamaya rağmen hiç yumurta bulunamadı.
Boş folikül sendromu nedir ve neden olur?
Kontrollü over stimülasyonundan (tüp bebek aşamalarından yumurtalıkların uyarılması) sonra normal folikül gelişimi olmasına rağmen, defalarca yıkama yapıldığı halde foliküllerden yumurta elde edilememesi durumuna boş folikül sendromu (BFS) adı verilir.
Tüm tüp bebek tedavilerinin %0,5-2'sinde bu durum görülür. BFS genellikle bağımsız vakalar halinde olmakla birlikte, üstüste tekrar ettiği durumlar da bildirilmiştir.
Tüp bebekte LH salgısı yerine human chorionic gonadotropin (hCG) uygulanır. Bunun yumurtlama öncesi folikülün içinde gelişen süreç üzerinde iki önemli etkisi vardır. hCG, mayoz bölünmenin kaldığı yerden devam etmesini ve yumurtanın olgunlaşmasını tetikler. Aynı derecede önemli bir fonksiyonu da bağ dokusunun yumuşamasını sağlayarak, yumurta-kümülüs kompleksinin folikül duvarından ayrılmasını kolaylaştırmaktır. Yumurta-kümülüs kütlesi genellikle foliküler sıvının içine düşer ve yumurta toplama sırasında aspire edilir. Eğer herhangi bir nedenle hCG bu fonksiyonunu yerine getiremezse, yumurta-kümülüs kompleksi folikül duvarına sıkıca tutunmaya devam eder ve aspire edilen foliküler sıvının içinde bulunmaz. Genelde BFS'nun altında yatan mekanizma budur. Çoğu durumda bu, hCg'nin biyolojik yetersizliğinden veya mevcut hCG'nin yetersiz biyolojik aktivitesinden kaynaklanır.
hCG'nin yanlış zamanlaması veya verilen hCG'nin etkisini kaybetmiş olmasına bağlı olarak, karaciğerden çabuk atılması da bunun muhtemel sebeplerinden biri olarak gösterilmiştir. Özellikle ileri yumurtalık yaşlanması olan kadınlardaki sağlıksız yumurta gelişimi, yeterli düzeyde hCG'ye rağmen olgun yumurtalardaki biyolojik anomaliler ve genetik faktörler de muhtemel etyolojik sebepler olarak ortaya atılmıştır.
Boş folikül sendromu için ne gibi çözümler mevcuttur?


Daha Fazlası: http://www.tupbebek.com/tedavideki-hastalar/yumurta-toplanamamasi#ixzz2FLGubLTI

9 Aralık 2012 Pazar

Endoskopik Cerrahi: Histeroskopi Nedir?



Histeroskopi uterusun (rahimin) içindeki problemleri tanımak ve tedavi etmek için kullanılır. Histeroskop ince, ışıklı teleskop şeklinde bir alettir. Vaginal yoldan uterusun (rahimin ) içine yerleştirilir. Histeroskop, uterusun görüntüsünü ekrana yansıtır. Histeroskopun içinden geçen diğer bazı aletler tedavi amacıyla kullanılır.
Histeroskopi Niçin Yapılır?
Histeroskop en sık anormal uterin kanamaların nedenini bulmak için kullanılır. Anormal uterin kanama demek, bir kadının menstruasyon kanamalarının daha fazla miktarda olması veya normale göre daha uzun veya kısa sürmesidir. Adet dönemi dışında oluşan kanamalarda anormal uterin kanamalar içerisinde değerlendirilir.
Histeroskopi aşağıdaki durumlarda da kullanılabilir:
Önceden geçirilmiş enfeksiyon veya ameliyatlara bağlı oluşan rahim içi yapışıklıkların açılması için
Arka arkaya 2 veya daha fazla düşük yapan kadınlarda problemin tanısı için
Kaybolan rahim içi aracın (spiral) bulunması için
Doğum kontrolü amacıyla , her iki fallop tüpünün ağız kısmına kalıcı tıkaçlar yerleştirmek için
Geçirilmiş başarısız tüp bebek tedavisinden sonra sebebini araştırmak için
Histeroskopi Nasıl Yapılır?
Ameliyat öncesinde sizi rahatlatmak ve gevşemenizi sağlamak için bazı ilaçlar verilebilir; ağrıyı kontrol etmek için genel veya lokal anestezi alabilirsiniz. Genel anestezi alırsanız işlem sırasında uyuyor olacaksınız.
Histeroskopi doktorun ofisinde veya ameliyathanede yapılabilir. Kanamanızın olmadığı bir dönem içinde yapılaması gerekir. İşlemi kolaylaştırmak için doktorunuz serviksinizi genişletecek bazı ilaçları işlem öncesinde verebilir veya özel aletler ile bunu yapabilir.
Öncelikle vagina içine bir spekulum yerleştirilir. Daha sonra histeroskop nazikçe içeriye doğru itilerek , serviksten geçirilip uterusun içine yerleştirilir. Uterusun içini görebilmek için karbondioksit gazı veya sıvı medyalar kullanılarak ,uterus şişirilir. Bu genişleme doktorunuzun rahimin iç yüzeyini görmesini ve değerlendirmesini sağlar. İşlem sırasında kullanılan sıvı miktarı dikkatle takip edilir. Eğer biyopsi veya başka bir işlem yapılacaksa diğer aletler histeroskopun içinden yerleştirilerek kullanılır.
İyileşme Döneminde Sizi Neler Bekliyor?
İşlemden kısa bir süre sonra eve gideceksiniz. Eğer genel anestezi aldıysanız , etkisi geçene kadar birkaç saat izlenmeniz gerekir. İşlemden sonraki birkaç gün boyunca hafif kanamalı bir akıntı ve kramp şeklinde kasık ağrısı olması normaldir. Ağrınızı azaltmak için ağrı kesici ilaçları kullanabilirsiniz. Eğer yoğun bir kanama , yüksek ateş veya şiddetli ağrınız olursa derhal doktorunuzu arayarak bilgi veriniz.
Histeroskopinin Riskleri Nelerdir?
Histeroskopi genel olarak güvenli bir işlemdir. Fakat bazı küçük problemlere yol açabilir. En sık izlenen problem histeroskopun cerviks veya uterusu zedeleyerek kanama yapmasıdır, çok nadiren işlemde kullanılan fazla sıvının kan dolaşımına geçmesidir. Çok nadir olarak histeroskopi ciddi sorunlara yol açabilir.
Sözlük:
Adezyon-Yapışıklık: Rahimin ön ve arka yüzeyinde oluşan bağ dokusundan oluşan bandlar.
Biopsi: Dokudan çok küçük bir parça almak için yapılan cerrahi işlem
Cervix-Serviks: Rahimin vaginaya açılan bölümünün adı
Fallop Tüpleri: Yumartalık ile rahim arasındaki kanalın ismi, sağ ve sol olarak iki tanedir.
Genel Anestezi: Ağrınızı azaltmak için sizi tamamen uyutacak ilaçların kullanılması
Intrauterin Araç-Spiral : Doğum kontrolü için kullanılan rahim içine yerleştirilen T şeklinde plastik tıbbi bir alet
Lokal Anestezi: Ağrıyı azaltmak için ilaçların vücudun belli bir bölgesine yapılması .
Düşük-Abortus: Erken dönemde gebelik kaybı
Spekulum: Vagina içini görmek için kullanılan tıbbi alet.
Uterus-Rahim: İçinde bebeğin büyüyeceği kas dokusundan oluşan organ.
Prof.Dr. Bülent Urman


Daha Fazlası: http://www.tupbebek.com/makaleler/endoskopik-cerrahi/endoskopik-cerrahi-histeroskopi-nedir#ixzz2EajmvXyc

8 Aralık 2012 Cumartesi

Tüp Bebek Tedavisinde Çatlatma İğnesi



Tüp Bebek tedavisinde ilk aşama yumurtalıkların uyarılmasıdır. Bu aşamada kadına yüksek dozda FSH içeren bir ilaç enjekte edilerek, birden fazla yumurta üretmesi sağlanır. Yumurtalıkların uyarılmasına adetin ikinci günü başlanır ve enjeksiyonlar ortalama 11 gün sürer. Bu süre içinde 3-4 kez ultrason yapılarak yumurtaların gelişimi izlenir.
Yumurtalar 17-20 mm büyüklüğe ulaştığında, yumurta çatlatma iğnesi (Pregnyl veya Ovitral) yapılır. Bu işlemden 48 saat sonra yumurtlama gerçekleşir. Yumurtaların bu süre dolmadan önce (35-36ncı saatte) toplanması gerekir.
Tüp Bebek tedavisinin başarısı açısından hastanın çatlatma iğnesini tam olarak kendisine söylenen zamanda yapması ve yumurta toplamaya tam zamanında gelmesi çok önemlidir.
Yumurta Toplamanın Gecikmesi:
Örnek Bir Vaka:
Tüp bebek tedavisi görmekte olan 32 yaşında bir kadının yumurtalıkları uzun protokol ile baskılandıktan sonra HMG kullanılarak tedavi uygulandı. Yumurta uyarılması başladıktan 12 gün sonra, 16-18 mm arası çaplarda 7 folikül üredi. Hastaya ertesi gün sabah 9.00'da 5000 ünite hCG enjeksiyonu (çatlatma iğnesi) yapması ve 2 gün sonra sabah 9.00'da (yani çatlatma iğnesinden 36 saat sonra) yumurta toplama işlemi için merkeze gelmesi söylendi. Ancak hasta, yumurta toplama için merkeze geldiğinde, çatlatma iğnesini yapılması söylenen saatten 24 saat erken yaptığı anlaşıldı. (yani toplamanın olması gereken saatten 60 saat önce)
Çatlatma İğnesinin Zamanlaması Neden Çok Önemli?
Daha önceki yıllarda tüp bebek tedavisinde karşılaşılan en büyük problemlerden biri, beyin sapından salgılanan ve yumurtlamayı tetikleyen bir hormon olan LH'nın erken salgılanması sonucu yumurta toplama işleminden önce yumurtlamanın gerçekleşmesiydi. Yumurtlama gerçekleşmese bile, yumurtlama öncesi yüksek LH seviyesine maruz kalmak, gelişmekte olan yumurtaya zarar verebiliyordu. Yumurtalıkların uyarıldığı siklusların %20'sinde erken LH salgılanması yaşanmaktaydı.
Ayrıca yumurtalıkların uyarılması, beyin sapından salgılanan LH salgısının miktarını azalttığından ve değişime uğrattığından, erken LH salgılanmasının tesbit edilmesini de zorlaştırıyordu. Bu da hastanın tüp bebek merkezinde yatırılmasını ve LH salgılanmasını tespit etmek için 3 saatte bir idrar tahlili yapılarak hormonların dikkatle takip edilmesini gerektiriyordu. Salgılanmanın idrarda tespit edilmesinden 25-28 saat sonra veya kanda tespit edilmesinden 30-34 saat saat sonra yumurtaların toplanması gerektiğinden, yumurta toplama işleminin ne zaman olacağı belli değildi. Bu durum, tüp bebek merkezi için izlemede lojistik açıdan sorunlar yaratıyor ve yumurta toplama işlemi zamanının planlanmasını engelliyordu. Sonuçta tedavi sikluslarının %15-30'u yumurta toplama işlemine geçilemeden iptal ediliyordu.
Ancak GnRH (gonadotropin salgılayan hormon) agonistlerinin kullanılmasıyla birlikte, tüp bebek tedavisinde yumurtalıkların uyarılması daha basit bir hale geldi. Bunların tüp bebekte kullanımı ilk olarak 1984'te tanımlandı
Üstüste uygulandığında GnRH agonistleri (Decapeptyl, Suprefact, Suprecur, Lucrin, Synarel, Zoladex) hipofiz üreme hormonları (yumurtalıkta yumurtanın büyümesini sağlayan hormon-FSH) üzerinde ilk 48 saat uyarılma etkisi (alevlenme etkisi) yaratır ve daha sonra bir baskılanma devresi olur. Baskılanma devresinde hipofiz GnRH salgılama faaliyetini tamamen durdurur.
Yumurtalıkların uyarılmasından önce GnRh agonistlerinin kullanılması ile endojen (iç kaynaklı) LH artışı ortadan kalkmış oldu ve dolayısıyla bu dönemde hastayı yoğun olarak izleme zorunluluğu da kalmadı. Ayrıca yumurta toplama zamanının önceden planlanması mümkün oldu. Bu bileşenler tüp bebek tedavisini sadece kolaylaştırmakla kalmadı, aynı zamanda başarı oranlarını da artırdı. GnRh agonistlerinin rutin olarak kullanılması ile ilgili yapılan çalışmalar, iptal edilen siklus sayısının önemli ölçüde azaldığını ve yumurta sayısında ve hamilelik oranlarında olumlu gelişmeler olduğunu gösteriyor.
Ancak öte yandan LH artışı, yumurtanın olgunlaşması için gereklidir. LH yükselmesinden yaklaşık 36 saat sonra, döllenmeye hazır, olgunlaşmış yumurtanın serbest kalması ile yumurtlama gerçekleşir. Bu süre içinde çift kromozom sarmalına sahip yumurta hücresi çekirdeği tek kromozom sarmalı kalacak şekilde bölünür. Kromozom sarmalının diğer yarısı döllenme sonucu sperm hücresinden gelecektir. GnRH agonistlerinin kullanıldığı uyarılmış tüp bebek tedavilerinde LH artışı olmaması nedeniyle, yumurtadaki bu son yumurtlama öncesi aşamanın tamamlanması için hCG(human chorionic gonadotropin) yani çatlatma iğnesi kullanılır.
hCG ya da çatlatma iğnesi uygulandıktan sonra çok uzun süre beklenirse, folikül çatlar ve eşzamanlı olarak yumurta karın boşluğuna dökülür. Bu nedenle çatlatma iğnesinden sonra yumurta toplamanın doğru zamanda yapılması çok önemlidir. Araştırmalar folikül yırtılmasının çatlatma iğnesinden sonra en erken 39 saat ve en geç 41 saat içinde olduğunu göstermektedir. Ayrıca tüm foliküller aynı anda çatlamaz ve ilk çatlayan folikül her zaman en büyük olanı değildir. Bu nedenle genellikle yumurta toplamanın hCG enjeksiyonundan 36 saat sonra yapılması planlanır.
Yumurta Toplamaya Geç Gelinirse Ne Olur?
Bu vakada hasta yumurta toplamaya çatlatma iğnesinden 36 saat sonra değil 60 saat sonra yani gecikerek gelmiştir. Foliküllerin çatlayarak karın boşluğuna dökülmüş olması çok muhtemeldir. İzlenebilecek yollar şunlardır:
1.Yumurta Toplama İşlemini ve Tedaviyi İptal Etmek:
Bu durumda olumlu sonuç alma ihtimali çok düşüktür. Üstelik hastanın anestezi ve operasyon risklerine ve maliyetine katlanması gerekeceğinden tedavinin iptal edilmesi en mantıklı olanıdır. Çatlatma iğnesinden sonra bu kadar geç kalındığında yumurta toplama ihtimali çok düşüktür ve toplanabilse dahi yumurtaların hamileliğin gerçeklemesi için fazla olgunlaşmış olması çok muhtemeldir.
2.Yumurtlama Belirtileri Yoksa Yumurta Toplama İşlemini Gerçekleştirmek:
Çatlatma iğnesinden 60 saat sonra foliküllerden veya rahmin arkasında barsaklarla arasındaki boşluktan (douglas boşluğu) yumurta toplanabildiği bazı vakalar bildirilmiş olmakla birlikte bu çok seyrek görülen bir durumdur. Öte yandan bu şekilde yumurta bulunsa dahi, bu yumurtaların döllenme ve bunun sonucunda oluşan embryolardan hamilelik oluşma ihtimali de çok düşüktür. Eğer bu yol izlenecekse, hasta sonucun belirsizliği ve başarı olasılığının düşüklüğü konusunda çok iyi bilgilendirilmiş ve bu durumu tamamen anlamış olmalıdır.
Yumurta Toplamanın Gecikmesini Önlemek İçin Ne Yapılmalı?
IVF tedavilerinde kullanılan değişik ilaçların sayısını ve hepsinin farklı zamanlamalarını göz önünde bulundurduğumuzda, bazı hastaların bunların bir kısmını yanlış yapmaları beklenebilir. Tedavinin sonucunu en çok etkileyenin de çatlatma iğnesinin zamanlaması olduğu söylenebilir. Doğru zamanın yakalanması için sadece birkaç saat vardır ve tek bir siklusta ikinci bir şans yoktur. Bu nedenle tüp bebek hastalarına çatlatma iğnesinin doğru zamanlanmasının ne kadar büyük önem taşıdığı hem sözlü hem yazılı olarak çok iyi anlatılmalıdır.
Tüp Bebek Tedavisindeki Hastalarımıza Önerimiz:
Tüp bebek tedavilerinde yumurtaların vücut dışına alınması çatlatma iğnesinden ortalama 34-37 saat sonra yapılmaktadır. Bu zaman aralığı dışında yumurtlamanın bu yumurtaları vücut dışına almadan gerçekleşme riski vardır. Bu durumda ise tedaviniz büyük olasılıkla iptal edilecektir. Bu nedenle çatlatma iğnesinin saatini çok iyi anlamak ve uygulamak gerekir. Kuşkuya düştüğünüz durumlarda sizinle ilgilenen doktorunuzu veya merkezimizde görev yapan herhangi bir doktorumuzu aramaktan çekinmeyiniz. Aynı şekilde Tüp bebek koordinatörümüz ve hemşirelerimiz de sizi bilgilendirmekten mutluluk duyacaktır. Gerekli telefon numaraları tedaviniz esnasında size verilecektir. Ayrıca tüm doktorlarımızın telefonlarını Amerikan Hastanesi santralinden alabilirsiniz.


Daha Fazlası: http://www.tupbebek.com/tedavideki-hastalar/tup-bebek-tedavisinde-catlatma-ignesi#ixzz2ESn4hMHk

hurlist